Sitemizden/Son eklenenler

Pazartesi, Eylül 22, 2008

Tatan Guzelkent Koyu- Av. Orhan Tural

Tatan Güzelkent Köyü - Av. Orhan Tural

TATAN(GÜZELKENT) KÖYÜ Av. Orhan TURAL

                                                                                       Köyümüzün asıl adı Tatandır.Köylere Türkçe isim verme sevdasından olacak ki sonra da Güzelkent olarak değiştirilmiştir.
Kürt-Alevi kökenli insanların yaşadığı Tatan köyüne köyün mevcut sakinlerinin atalarının hangi tarihte yerleştiğine ilişkin kesin bir tarih verilememektedir.
Ancak köyde,şu anda yerleşik olan aşiret ve kabilelerden önce köye gelip yerleşen Hormek aşireti,pircan kabilesi mensupları,2.Beyazıt zamanında Horasandan göç eden atalarının Dersim ve Koçgiriye göçtüklerini,ancak buralara yerleşmeyerek Vartoya gelip önce Kuzık köyüne sonra Rakasan ve akabinde Tatana yerleştiklerini belirtmektedirler.Köy halkından Cemal TEKER Köyün Pircan kabilesinin Uskan Ağa adındaki dedeleri ile,akrabası olan Kalosipi (Kaloslar-Bekanların dedesi) kişiler tarafından kurulduğunu belirtmektedir.Köyümüzde çoğunluğu oluşturan bu aile,dedeleri Hüseyin Ağanın adı ile anılmaktadır.
Köyün kurulmasından sonra farklı tarihlerde,Kerbaşi,Şadi,Devreşgewr,Xıran aşiretlerine mensup aileler gelip yerleşmişlerdir.
Köyümüz,Bingöl dağlarının güneyinde bulunanovada kurulmuştur.Varto bölgesindeki en verimli topraklar ve geniş otlak ve yaylalara sahip köylerimizden biridir.Köyde halen 10 sürü küçükbaş,1 sürü büyükbaş hayvan bulunmakta hemen her köylü hayvan beslemkte ve tarım yapmaktadır.
Köyümüz İnali,Xerekweş,çağlek,Hemuk,Ustukran,Şeman,Sofyan,Tanzik,Leyleg köyleri ile otlak ve mera komşluğu bulunmaktadır.
Köyün güney ve güneybatısında iki büyük dere geçmektedir.Sanırım bu derelerde köydse çocukluğunu geçirip de balık tutmayan ve yüzmeyen erkek çocuk yoktur.
Yörenin en yüksek tepelerinden olan Kur tepesi köyün merasıdır.Köyün sınırları içinde bir adet kaplıca bulunmakta olup,yaz aylarında oldukça rağbet görmektedir.Yine köy merasında madensuyu kaynakları bulunmakta olup,şifa bulmak isteyen yöre insanlarınca sıkça kullanılmaktadır.
Köyün etrafı,çayır çimendir.Köyde Kavak,akasya ve söğüt ağaçları ile meyve bahçeleri bulunmakta olup,bu bahçeler sayesinde köy yeşil bir orman içinde görünmektedir.
Bir yatır olarak kabul edilen ve köy halkınca dilek tutulan Ziyaret ağacının bulunduğu tepede üçgen şeklinde bir kale kalıntısı bulunmaktadır.Bu kalıntının Urartulardan kaldığı söylenmektedir.Şu anda köy mezarlığı olarak kullanılan bu bölgede mezar için açılan çukurlarda ,küçük altın heykelcikler,çanak çömlek ve ilk çağlara ait alet edevatlar bulunmuştur.Yine köylülerce çeşitli tarihlerde taştan yapılmış aslan figürleri bulunmuş ve bunlar Anadolu Medeniyetleri müzesine verilmiştir.Şu anda çayır olarak kullanılan köyün içme suyu kaynaklarının bulunduğu Paga ve Hopa gibi yerlerde arkeoloji önemi olan kalıntılar mevcuttur.Köyün etrafında bulunan çeşitli harabeler,köy sakinlerininden çok öncelerş buralarda yerlerşim olduğunu göstermektedir.
Köyün yaylası Bingöl dağlarında olup,çok dik ve çetin olan dağ ve tepelerden geçildikten sonra;karlı tepelerinden buz gibi suların aktığı,Bingöl dağlarının doğal klimasının yaz mevsiminde ,Sonbahar serinliğini meydana getirdiği yaylalarımıza ulaşılmaktadır.Yaz aylarında köyün kadın ve çocukları hayvanları ile birlikte yaylaya çıkmaktadırl.Köyün yaylası oldukça geniş ve verimlidir.
Yaylalarımızın sınırlarında bulunan Sereleş (Küçük koğ) dağında güneşin doğarken meydana getirdiği muhteşem manzara ile çelik bacaklı ceylanların kaçışması görülebili.Bu dağın üç tarafı uçurumdur.Çok yüksek ve derin olan vadilerden dağa tırmanmak mümkün değildir.dağa sadee güney taraftan Tatan yaylasından çıkılabilmektedir.Dağın geçit veren tarafında yani güney yönünde ise bir kale duvarı bulunmaktadır.Kalenin bir demir kapısının olduğu rivayet edilir.Kale duvarlarından geçilip Sereleş tepesine çıkıldığında çok derin bir mağaranın olduğu görülür.
Kalenin bir de ilginç bir hikayesi bulunmaktadır.Hikayeye göre ,zamanın en yiğit genci beyin kızına aşıktır.Bey kızını isteyen yiğide kışın sereleşte bulunan kalde yalnız başına kalmaya cesaret etmesi halinde kızını verebileceğini söyler.Aşık genç sevgilisine kavuşmak için teklifi kabul eder ve yiyeceğini içeceğini alarak kaleye yerleşir.Bahar aylarında dönmeyen genci aramaya giden köylüler köyün cesedi ile birlikte bir mektup bulurlar."Ez nemırım tiyan,ez ne mırım bırciyan;ez mırım oriyo-koriyan çiyan" yazılı mektubuyla ,yiğitliğin ve yalnızlığın yüce sereleşin hırçınlığı karşısında neden yenildiğini ortaya koyar.
Kuş uçmaz kervan geçmez yüce bir dağın tepesine kimin bu kaleyi neden yaptırdığı bilinememektedir.Son yıllarda devletin güvenlik nedeniyle koymuş bulunduğu kural ve yasakları kaldırması ve yaşamın normalleşmesi ile birlikte Bingöl,Diyarbakır gibi çevre il ve ilçelerden kafileler halinde insanlar güneşi izlmek için Sereleşeçıkmaktadır.
Sereleş tepesine Muskan,Haşhaş,Kuzık köylerinden traktör, hatta minübüs ile çıkılabilmektedir.
1946 yılında meydana gelen depremde 44 kişi 1966 yılında meydana gelen depremde çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 93 kişi ölmüştür.
Depremin hemen akabinde köyde deprem barakaları yapılmıştır.Köylülerin önemli bir kısmı 32 yıl tek göz barakalarda kalmış ve nihayet 1998 yılında köyde deprem konutları yapılması müteahhitlere ihale edilmiştir.
Depremden 32 yıl sonra deprem konutlarını inşa etmeye başlayan Müteahhitler;Bayındırlık Bakanlığınca çizilen uygulama projesine uygun olarak konut inşa etmedikleri gibi,köyde yaşayan bir kısım vatandaşın konutunu hiç yapmamış,bir kısmının konutlarını yarım bırakmışlardır.
Güzelkent köylülerinin çabaları ile köye içme suyu izale hattı yapılmış ise de su kaynağının yeterli suyu üretmemesi ve içme suyunun köylülerce sulama suyu olarak kullanılmasından dolayı bir çok aile bu hattan yeterince yararlanamamaktadır.
Köyün verimli bir arazisi olduğu halde,yeterli su olmadığından,araziden yeterli verim alınmamakta ya da su yokluğundan tarla ve bostan ekilememektedir.Bingöl dağlarından doğan Şemandan ve Çaylar köyüne doğal mecrasında akan su;bir ark ile Güzelkent köyüne doğru akıtılmıştır.Ancak toprak kazılarak yapılan ark arazinin engebeli olması ve su geçirmesi nedeniyle köye yeterli suyu ulaştıramamaktadır.
Bu arkın yapılması için DSİnin yapmış bulunduğu ihale ,müteahhidin taahüdünü yerine getirmemesi nedeniyle iptal edilmiştir.Güzelkent köylüleri ,dergimiz yoluyla,devletten su sorunlarını çözecek olan bu arkın yapılmasını talep etmektedirler.
Köyde şu anda 72 ailede 400 kişi yaşamaktadır.Güzelkent köylüler ekonomik nedenlerden dolayı ağırlıklı olarak istanbul,İzmir,izmit Ankara ve Mersin2e göç etmişlerdir.Köy dışında 255 aile bulunmakta olup,30u Almanyadadır.
Köy doğumlu ya da anne babası köy doğumlu olan yüzden fazla kişi üniversite ve yüksekokul mezunudur.Köy kökenli kişilerden;2 profesör,2 doçent,4 asistan,11 Tıp doktoru,8 Avukat,48 öğretmen,27 Mühendis,22 ebe -Hemşire ile çeşitli yüksekokulları bitiren 15 kişi bulunmaktadır.Halen 12 kişi Üniversitede öğrencidir.Köy halkından 2 kişi polis ve 3 kişi Astsubay olarak görev yapmaktadır.Köyde bulunan gençlerin ağırlıklı bir kısmı lise mezunudur.Güzelkent köyü yüksek öğrenim yapan insan sayısı itibariyle Türkiye de ilk sıralardadır.
Her ne kadar tarımda,yani ekme ve biçmede ,makine kullanılmakta ise de değişmeyen üretim anlayışı ile ekilen ürün çeşidi 20 yıl öncesi ile aynıdır.Değişen tek şey meyve ağacı ekiminin giderek yaygınlaşması ve arıcılığın yapılmasıdır.
Tarım ve hayvancılık bakanlığının yerel birimlerinin ufacık bir katkısı ile köyde hayvan ırkının ıslah edilmesi ile et ve süt yönünden daha iyi bir ırkın yetiştirlmesi mümkün olduğu gibi;köyün verimli olan tarım arazisinde farklı ve çeşitli bitki ve ağaç türlerinin de yetiştirilmesi mümkündür.


                                                                                                  Av.Orhan TURAL

Mahmut GÜL 2024-2029 donemi muhtari olarak seçildi

31 Mart 2024 tarihinde yapılan Muhtarlık seçiminde Mahmut GÜL köyümüzün yeni muhtarı olarak seçilmiştir. Güzelkent Köyü ( Dewa Tata/ Varto&#...