İşte o üzücü haber:
Aralarında 2 Varto'lu gencin de bulunduğu 7 Üniversite öğrencisine Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Kara,r kamuoyunda büyük tartışmalar yaratacak cinsten.Gençler yok yere yıllarca hapse mahkum ediliyor...
Basından davanın geçmişi:
Erzincan’da KCK’nın gençlik yapılanması olarak adlandırılan Demokratik Yurtsever Gençlik Meclisi (DYGM) adı altında faaliyet gösterdikleri iddiasıyla, 24 Mayıs 2011 günü üniversite öğrencilerin evlerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlendi. Operasyonda Erzincan Üniversitesi’ne bağlı çeşitli fakülte ve yüksekokullarda öğretim gören 1’i kız toplam 10 öğrenci gözaltına alındı. Öğrencilerin evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilirken, bilgisayarlara da el konuldu. 27 Mayıs günü Erzurum’a getirilen ve Özel Yetkili 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan öğrencilerden Yeknur Yurtsever, Çetin Şimşek, Cihangir Ali Akkoyun, Vedat Sümer, Ali İnal, Uygar Ufuk Karakaya ve Vural Turgut, tutuklanarak H Tipi cezaevine gönderildi.
Aylarca “gizlilik” var denilmişti
Suçlanan gençler Mayıs'tan Kasım ayına kadar aylarca ne ile suçlandıklarını bile bilmediler, ailelerine dahi bu konuda mahkemenin gizlilik kararı var denilerek bilgi verilmedi.Erzurum'a has bu özel gizlilik akıllara çok sayıda soru getirdi. Mahkemelerin güvenilirliği daha baştan sorgulandı.
Örgütsel Doküman mı? Yasal yayınlar mı ?
İlgili kurumlara soruyoruz “Suç unsurları” arasında sayılan örgütsel dökümanlar, yasal yollardan yayınlanmış dergiler, kitaplar ve öteki yayınlar mıdır değil midir ? Eğer bu yayınlar tamamen yasalsa nasıl örgütsel Doküman kapsamında değerlendiriliyor ?
Nevroz'a katılmak bile suç sayılmış !
Basından edindiğimiz bilgilere göre “Erzincan'da geçtiğimiz yıl KCK yapılanmasında yer aldıkları ve Nevroz kutlamalarında örgüt lehine slogan attıkları iddiasıyla tutuklanan gençler kürtçe / ve/ veya zazaca olarak savunmalarını yapmak istedi” alın size bir suç daha !
Soruyoruz; Newroz'a katılmak suç mudur ?
Soruyoruz; kendi anadilinde savunma yapmak suç mudur ?
Aileler duruşmadan neden çıkarılmak istendi ?
Yine konuyla ilgili olarak basına yansıyan haberlerden biri aynen şu ifadeleri içeriyor "Sanıklardan Çetin Ş.'nin amcası Kemal Ş. ayağa kalkarak, "Sayın mahkeme üyeleri, bu çocukların hepsi Alevidir, Kürt değildir. Bu çocuklarımızı koruyun. Bunları kandırmışlar" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, bunun üzerine tutuklu sanık yakınlarının dışarıya çıkarılmasını istedi.(!)"
Şimdi bir soru daha soralım, "aileler neden mahkemeden çıkarılmak istenmiştir" ?
Makemeye geç getirilme soruşturması !
Bu dava kendi içinde bir çok çelişkiyi ve bir o kadar da ilginç gelişmeyi barındırıyor.İşte yine basından bir alıntı "Geçtiğimiz duruşmaların birinde “Duruşma, sanık avukatı İrfan Sarı’nın savunma için ek süre istemesi nedeniyle ertelendi. Sanıkların tutukluk hallerinin devamına karar verilirken, iki duruşmada da uyarılara karşın sanıkların cezaevinden mahkemeye geç getirilmeleri üzerine cezaevi yetkilileri ve jandarma hakkında soruşturma açılması için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılması kararlaştırıldı”
İddialar ve cezalar
'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan Erzurum Özel Yetkili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Savcı mütalaasında Erzincan'da üniversite bünyesinde bir yapılanma olduğunu, örgüt bilinci içerisinde hareket edildiğini, 3 öğrencinin dağ kadrosuna katıldığını, 3 kişinin dağa giderken yakalandığını ve 3 kişinin de kaybolduğunu iddia etti.
Duruşmaya verilen aradan sonra mahkeme 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan Çetin Şimşek'i 10 yıl, Yeknur Yurtsever, Vural Turgut, Ali İnal'ı 7 yıl 6'şar ay, Cihangir Ali Akkoyun, Vedat Sümer, Uygar Ufuk Karakaya'yı 6 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırdı.
Yine soruyoruz başka okullarda okusalar, başka illerde yargılansalar sonuç yine böyle mi olurdu ? Evet böyle olurdu diyenler olacağı gibi, hayır kesinlikle mahkemeye bile çıkarılmazlardı, suçsuzlukları apaçık ortada diyenler de olacak....yorum burda okuyanın...
Ailelerden Mahkeme Başkanına tepki
Öte yandan gerek mahkeme esnasında gerekse de karar sonrasında dışarıda aileler Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya'ya tepki gösterdi.Her habere balıklama dalan şovmen medyada isimlerle de oynadı. Cihangir Ali Akkoyun'un komşusu ve akrabası “babası Mehmet Akkoyun” olarak lanse edild. Oysa söz konusu kişi Güzelkent (Tatan) köyü eski muhtarlarından ve Akkoyun'un akrabalarından Mehmet Sarıkaş'ın ta kendisiydi.
Basının iddalarına göre Mehmet Akkoyun (yani Mehmet Sarıkaş) mahkeme esnasında Mahkeme Başkanı Kahya'ya "Başkanım ne olur bizi de bir dinleyin" diye konuştu. Polisler Akkoyun'u (sarıkaş'ı) dışarı çıkarmak isterken Başkan Kahya müdahale ederek 'Dinleyelim' dedi. Mehmet Akkoyun (Sarıkaş), Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya'ya şunları söyledi:"Benim saygım var, mahkemeye. Bizim çocuklarımız kandırılmış. Cezaevinde tehdit alıyorlar. Altı yıl ceza dile kolay. Bakalım ben kalır mıyım, ölür müyüm? Oğlum Cihangir'i Erzincan'a üniversitede okusun diye gönderdim. Pişman oldukları doğru ama, korkuyorlar. Adam öldürmedi ancak o benim evladım değil artık”
Basın ne yapmaya çalışıyor ?
Muhtemelen sadece üstteki cümlelerden ibaret olan babası Kemal Akkoyun veya eski köy muhtarı Sarıkaş'ın evlatlarını korumacı ve bir o kadar da masumane cümleleri sipariş usulü haber hazırlayan birilerince başka bir senaryoya dönüştürüldü ve o masum cümleler bir anda yüzlerce haber sitesine, “o benim evladım değil artık aponun evladı” şeklinde fütursuzca çarpıtıldı.Eğer tahminimiz doğruysa ailelerin bu konuda bu çarpıtmanın merkezini tespit etmeleri ve davacı olmaları doğal bir hak haline dönüşecek, manevi anlamda saldırıya uğradıkları için...
Mahkeme dışında ailelerin isyanı
Dışarıda DHA kameramanının çektiği görüntülere göre ise Sarıkaş ısrarla Mahkeme başkanına “acın varsa söyle, eğer bu dosyayı Ankara'ya gönderdiysen söyle ben bunu Ankara'ya gönderdim de... ( O sırada ilgisiz bir ifadeyle sigara içerek uzaklaşmaya devam eden ve kameralara bakan Mahkeme başkanı Kahya'ya sinirlenen Sarıkaş üzüntüyle,) bırakmıyorsunuz ki biz derdimizi anlatalım diye tepki gösterdi.Çocukları mahvettiler her birisine 6-7 yıl verdiler diye isyan eden Sarıkaş'a Mahkeme başkanı “birşey olmaz” deyip uzaklaşırken arkasından “nasıl Bir şey olmaz, Bir şey olmaz ne demektir yahu?6 yıl sonra ben yaşar mıyım ?” Diye o can alıcı soruyu sordu.
Sonrasında Cihangir Ali Akkoyun'un babası Kemal Akkoyun ile Uygar Ufuk Karakaya'nın babası Hıdır Karataş ve köy eski muhtarı Mehmet Sarıkaş, hızla uzaklaşan mahkeme başkanının ardından umutsuzca yürürken tepki bu defa basın mensuplarına döndü, görüntü almayın, çekmeyin, görüntüleriniz ne işe yarayacak, çekmeyin zaten biz perişan olduk, bir de siz yakmayın bizi” diyerek Karlı Erzurum sokaklarında kayboldular...
Haber:vartositesi.com'a aittir.
Kaynak: Çeşitli haber ajansları ve internet sitelerinden bazı alıntılar yapılmıştır.
www.vartositesi.com
www.vengetata.com
Haber tarihi: 19 / 01 / 2012
_________________________________
1 - mehmet tural 15/02/2012
sevgili dostlar,ben o dosyanın iddianamesini bir hukukçu olorak okudum.İnanın özellikle Akkoyun ve Karakaya hakkında açılan davanın hukuki anlamda hiçbir delilini bulamadım.Eğer yargılama aşamasında başka kanıt sunulmamışsa inan %100 hukuka ve mevcut ceza yasasına aykırı bir karar.Türkiyede hukuksuzluğun nasıl egemen olduğunu açıkça yaşayarak görüyoruz.Hukukun ve adaletin bitiği noktadayız.ülkede hakimlik gitmiş yerine kadılık gelmiştir
